29.6.14

Doğa Ana'ya Mektubum Var


Çok üzgünüm Doğa Ana, çok üzgünüm.
Güzel memleketimi yakıp yakıp satan şeref yoksunları yüzünden çok üzgünüm. Nasıl bu kadar kötü olabilirler, hepimiz insan değil miyiz, bizde etten kemikten oluştuk onlarda öyle, diye düşündüğüm çok oldu. Ama kötüysen sadece kötüsündür. Bunu anladım. 

 Bu dünyanın bir de öbür yüzü var, her şeyi gören bir Allah var, ama onu da dillerine dolamışlar inanmıyorlar ya işin aslı neyse… Fakat ben inanıyorum. 
Bu yaptıkları yanlarına kar kalmayacak ama bu dünyada ama öbür dünyada bedelini ödeyecekler.
İşte o zaman senin de sıran gelecek Doğa Ana.
Nefes almamızı sağlayan güzelim ormanlarımızı yakıp yıkanlar da bir gün toprak olup sana gelecekler, hepimiz gibi. İşte o zaman eti senin kemiğiyse Takdir-i İlahi’nin.

 Senden tek dileğim unutma Doğa Ana…



Ben şimdi güzelliğine doyamadığım Adrasan'ın bu sabahki fotoğraflarına bakamıyorum. İçimi acıtıyor bakmak. Benim gibi o kadar çok üzgün insan var ki! Bu kederimizi sakın unutma!



27.6.14

Açlık başımda duman, ilk oruç ilk heyecan :)


Güm be de güm güm güm be de güm gümm!



Göz aydın hepimize
Mübarek günler bize
On bir ayın sultanı
Hoş geldin evimize


Güm be de güm güm güm be de güm gümm!




On bir ayın sultanı, mübarek ramazan ayına başlıyoruz sevgili okurlar. O yüzden istedim ki bu ayda nelere dikkat edeceğimiz hususunda bir iki kelam edelim sizlerle.
Ramazan, bu kadar sıcak havalara denk düştüğü için tabi ki akla ilk önce dehidratasyon (vücudun sıvı kaybı) durumu geliyor. Bu ay süresince günlük minimum içmemiz gereken 1,5 litre suyu iftardan sahura kadar olan yeme-içme iznimizin olduğu saatler de tüketmemiz gerekiyor. Tekrar altını çizmek istiyorum bu miktar minimum miktardır, eğer siz daha fazlasını içebiliyorsanız mutlaka içmelisiniz.


İftardan sahura kadar olan zaman dilimine en az 2 öğün daha iliştirmemiz gerekiyor ikinci olarak. Yani iftar, birinci ara öğün, ikinci ara öğün ve sahur olmak üzere en az  4 öğün beslenmiş olacağız böylelikle. Sahurda mümkün olduğunca kahvaltı etmeye çalışın ve en az 3-4 dilim ekmek tüketin.Tabi ki ekmeğiniz tam buğday ekmeği veya çavdar ekmeği olmalı. Bir de sahurda tercih etmenizi tavsiye edebileceğim harika bir besin olan yumurta var. Yumurta örnek kalite proteindir. Protein ihtiyacınızı karşılamak adına sahurda tüketimi en uygun olan besinlerden biridir.
İftara gelecek olursak, havalar sıcak ve çoğumuz çorba içmek istemeyebilir bu yüzden. Ancak iftar menünüz de çorba bulunması hem sizin bütün günlük açlığınızın üzerine midenize iyi gelecek hem de yemeği aşırıya kaçırmanızın önünü kesecektir. İftarda ikinci dikkat etmemiz gereken nokta ise her zaman söylediğimiz ve istediğimiz bir şey. Her öğünde olması gerektiği gibi iftarda da dört temel besin grubundan tüketmelisiniz.



Peki nedir bu besin grupları?

1-Et ve Et ürünleri Grubu
Bu grup et, tavuk, balık, kurubaklagil,yumurta içeren gruptur.
2-Süt ve Süt Ürünleri Grubu
Bu grup süt, peynir, yoğurt, ayran içeren gruptur.
3-Tahıl ve Tahıl Ürünleri Grubu
Bu grup ise ekmek, bulgur, pirinç, makarna içeren gruptur.
4-Meyve-Sebze Grubu
Bu grupta meyveleri ve sebzeleri içeren gruptur.



Değineceğimiz üçüncü nokta ise hepimizin sevgilisi, yemeye doyamadığımız ramazan pideleri. Ramazan pidesiyle tam buğday ekmeğini aynı tutamazsınız. Bu yüzden benim tavsiyem haftanın her günü ramazan pidesi yemek yerine bunu haftada ortalama 3 kez ile sınırlamanız.


Geldik dördüncü noktaya ki bu beni çok yakından ilgilendiriyor. Tatlılar ;)
Ramazan dendi mi aklıma ilk gelen şey güllaç oluyor. Bayılırım, yapmaya da yemeye de. Sizlere de tavsiyem bu yönde olacak, şerbetli tatlılardan ziyade güllaç gibi -özellikle evde kendiniz yaparsanız light süt ve daha az şekerle yapabileceğiniz için- sütlü tatlılar tercih etmelisiniz. Ve bu tatlılar yemekten hemen sonra değil en az 1-1,5 saat sonra tüketilmeli. Tabi ki bunu da haftada ortalama 3 ile sınırlamanız en doğrusu olacaktır.


Son olarak da çay ve kahve tüketiminize dikkat etmenizi rica edebilirim sizlerden. Çünkü fazlası vücuttan su atımına sebep olur ve biz özellikle böyle sıcak bir Temmuz ayında oruç tutarken bunun olmasını hiç istemeyiz. Bir de uyumadan önce dilerseniz ıhlamur ve papatya gibi sakinleştirici çaylar tüketebilirsiniz, uyumanıza yardımcı olacaktır.





Hepinize hayırlı ve sağlıklı, davulcularımıza da bol bahşişli ramazanlar diliyorum :)

25.6.14

Bize de bir diyet yazıver artık...


''Diyete başlamam gerek, son zamanlarda çok kilo aldım....Diyetisyene gitmekte uzun iş en iyisi ben yazayım Google'dan bakayım hangi diyetler daha çabuk kilo verdiriyorsa onu uygularım...Hangi diyete başlars..... Aaa bir dakika ya daha geçen gün bizim üst komşu diyetisyene gitmedi mi, en iyisi ben onun listesini uygulayayım hem uzman elinden çıktı sonuçta.....'' Daha böyle uzar gider bu iç konuşmalar, karasızlık evreleri. Ben çevremde gördüm, görüyorum. Sizler de mutlaka karşılaşmışsınızdır bu gibi durumlarla. Buradan yola çıkarak bugünkü yazımızın konusunu açıklıyorum baylar, bayanlar.


Diyet nedir? Diyet yaparken dikkat edilmesi gereken noktalar nelerdir? Diyetimizi kimden istemeliyiz?



Kimseyi kırmak, üzmek değil niyetim ancak benim gibi beslenme ve diyetetik öğrencilerinin kaderidir şimdi bahsedeceğim küçük anı. Eş, dost, akraba bıkmaz sürekli ''bizi de zayıflat artık, ne yiyelim ne yemeyelim, bana bir liste yazıversene kızım'' demekten. Biz henüz başlamadık ki diyet yazmaya ama genel tavsiyeler verebilirim isterseniz diyemeden de sanki yalan söylüyormuşsun, bildiklerini anlatmak istemiyormuşsun gibi bir tavra bürünenleri de vardır; söylediklerine inanmayan, yok kızım o öyle değil şimdi, deyip kendi doğrularını ısrarla sana kabul ettirmeye çalışanları da. Bir keresinde tutamamışım kendimi ''evet haklısınız ben bırakayım okulu boşuna okuyorum baksanıza '' demişim. Biraz mahcup biraz da şaşkın bakışlar bana çevrildiğinde farkına vardım ağzımdan çıkan cümleyi. O an içimden gülmek geliyor, ayıp olacak diye gülemiyordum ancak şimdi sizlerle paylaşırken rahat rahat gülerek yazıyorum bu satırları :)) Ben hep gülerim, gülmeden yaptığım her ne varsa hepsinde başarısız olmuşumdur çünkü. Siz de yaşama bol bol gülün ki sizi alt edemesin hiç bir olumsuzluk.



Şimdi asıl konumuza dönecek olursak herkesin kendine göre bir fikri var bu diyet konularında ancak ben sizinle genel doğruları, diyete başlarken hangi yollardan geçeceğinizi paylaşacağım. Burada bilmemiz gereken ilk şey ''diyet'' kelimesinin anlamıdır bana göre.



Diyet, Latince kökenli bir kelime olup ''yaşam tarzı'' anlamına gelir.
Yani siz diyet yapmaya başlarken yaşam tarzınızı değiştireceksiniz demektir bu. Aslına bakarsanız benim için diyet yapmak, sağlıklı beslenmeye geçiş anlamına gelir. Çünkü yapacağınız diyet yaşam tarzınızı değiştirecek ve siz eski alışkanlıklarınızı yenileriyle harmanlayıp yepyeni bir beslenme düzenine geçeceksiniz. Bunu da bir ömür boyu yapacaksınız. Neden mi? Bedenimiz, en değerli varlığımız. Bize bir ömür için tek bir beden veriliyor. Biz bedenimize yaşamımızın tamamında iyi davrandığımız ve de onun gereksinimlerini olması gereken şekilde karşıladığımız zaman o da bizi yarı yolda bırakmayacaktır. Sevdiklerimizle uzun ve sağlıklı bir ömür geçirmemize olanak tanıyacaktır. Yani ne ekersek onu biçeceğiz, sevgili okurlar.

Diyetimizi kesinlikle bu konuda uzman bir beslenme uzmanından (diyetisyenden) alacağız. Her bireyin diyeti kendine özeldir, onun tahlil sonuçlarına, ailesinin hastalık öykülerine, geçirdiği rahatsızlıklara veya mevcut rahatsızlıklarına göre hazırlanır. Ve tabi ki onun zevklerine ve renklerine göre de. Diyetiniz size sevdiğiniz besinleri yasaklıyorsa, keyif aldığınız beslenme şeklinizi elinizden alıyorsa mutsuz olursunuz. Mutsuz olduğunuz zaman da diyet yapmak işkenceye dönüşür. Lütfen bunu kendinize yapmayın.

Siz yeni yaşam tarzınıza başlarken kararlı olmalısınız. Ne istediğinizi bilmeli makul hedefler oluşturmalı ve sizi olumsuz yönde etkileyebilecek çevre etkenlerine kulaklarınızı tıkamalısınız. Ve de inanmalısınız. Unutmayın istemek ve inanmak sizi hedefinize götürecek :)

Gülümseyerek yaşayın, keyifle ve sağlıkla beslenin :)

23.6.14

Bir Dalda İki Kiraz :)

Merhabalar kırmızı severler, sarı severler :) Merhabalar kiraz severler :) 
Yaz aylarının dayanılmaz cazibesi; deniz, kum, güneş, tatil keyfi bir yana yemeye doyamadığımız, rengarenk, lezzetli mi lezzetli yaz meyvelerinden de kaynaklanıyor. Ben de onun için diyorum ki biraz kirazlayalım mı bugün? E hadi buyurun efendim bu taraftan :)






Bu pazar günümü Antalya'nın yaylalarında kiraz ağaçları arasında geçirdim. Hava sıcaklıklarının yüksekliğine rağmen pek yaylacı değilim ben. Ancak bu güzel sarı ve kırmızı kiraz ağaçları arasında eğlendim mi? Hem de çoook...


Kiraz, Çin mitolojisine göre ölümsüzlüğü temsil edermiş. Japonya'da ise nezaketin ve alçak gönüllülüğün simgesiymiş. Güzelliği de cabası. Biz kirazın A ve C vitaminlerini içerdiğini, fosfor içerdiğini biliyoruz. İçeriğindeki A vitamini ile gözlerimize dost olan kiraz aynı zamanda idrar söktürücü özelliği ile de böbreklerimize dosttur. 
Boston Üniversitesi Tıp Fakültesi'nin araştırmaları sonucunda da Gut Hastalığından kaynaklanan eklem ağrısı ataklarını %35-%75 oranlarında azalttığı saptanmıştır. 



Duymuşsunuzdur ''Kiraz sapı zayıflatıyormuuşşş, bol bol içelim de zayıflayalııımm.'' 
Ah Tanrım! Bir besinin faydasını öğrendik mi koşa koşa gider ondan edinir sürekli de yer veya içeriz. Herkese de anlatırız ki onlarda öğrensin. Oooo bu işler böyle olsaydııııı...... Bu konuyu da bir açıklığa kavuşturalım kiraz sapı zayıflatmaz! İdrar söktürür, bağırsakları daha iyi çalıştırır böylelikle kabızlıktan korur ve de ödem attırır. Ödem attırıcı özelliği yüzünden zayıflatır diye algılansa da zayıflatmaz. Tabi ki içebilirsiniz, ben de çok severim kiraz saplı çayları ancak içip içip ben neden zayıflamıyorum, o kadar da içiyorum diye düşünmeyin bundan sonra. Yeri gelmişken değinmeden geçmeyelim bitki çaylarınız, form çaylarınız için günlük ideal miktar 1-2 kupadır. Şimdiiii burayı iyi dinleyin.


Kiraz, güzelliğe güzellik katar. Niçin mi böyle söylüyorum? Cildin yaşlanmasını geciktiren, antioksidan özelliği sayesinde kansere karşı koruyan ve de bağışıklık sistemimizi güçlendiren bir meyve olduğu için.

Peki biz bu meyveden ne kadar tüketeceğiz?

Kirazın bir porsiyonu ortalama 12 adet olarak kabul görür. Bu da günlük tüketim için uygundur. Zira kirazın şeker oranı, lif içeriği düşünüldüğünde aşırı tüketimi  bu yararları zarara çevirebilir. Kaş yapalım derken göz çıkarmayalım derim.

Son olarak da şunu söylemek istiyorum. Mucize bir besin yoktur. Bu yüzden hiç bir zaman tek bir besine, tek bir besin grubuna yönelimi önermiyoruz.




Neşeniz, sarınız, kırmızınız bol olsun efendim :)Sağlıklı günler :)

21.6.14

Sıkıntı Krizinizi Kontrol Altına Alalım


Son günlerde -ki bu günler tatilimin başladığı son 10 gün oluyor- öyle sıkılıyorum öyle sıkılıyorum ki yemek yemeyi oldukça abartmış durumdayım. Yalnız öyle abur cubur değil yediklerim, bildiğiniz yemek yiyorum tabak tabak, kaşık kaşık. Ve bu yazımızın amacı ben ve benim durumumdakileri son derece yakından ilgilendiriyor. Kendimize dur diyeceğiz! Hazır mısınız? Başlayalım mı? Haydi buyrun o halde...



Yanlış anlamayın teşbihte hata olmazmış o yüzden bu karikatürü paylaşmakta bir sakınca görmedim.

Kendi kendinizin psikoloğu olmak için çok doğru bir zaman eğer siz de benim gibi sıkılıp sıkılıp yiyeceklere yöneliyorsanız. Hayır nedir yahu ne oluyor? Bu zamana kadar ekmek, yemek veren yok muydu bize? Neyin açlık krizi bu?
Aslına bakarsanız açlık krizi de değil ya, sıkıntı krizi bunun adı. Ve bundan kurtulmanın yollarını adım adım sizlerle paylaşacağım şimdi.

Biiiirrrr....

Güne başlayabileceğimiz en güzel şekilde başlamalıyız. Ki bana göre en güzeli herkesten önce kendinize günaydın derken; yeni bir günün yeni umutlar getireceğine olan tüm inancınızla aynada ki aksinize kocaman gülümsemek olacaktır. Çok ciddiyim bu konuda. Bu aksatılmaması gereken en önemli adım.

İkiiii.....

Ardından rengarenk bir kahvaltı hazırlamalı ve kahvaltınızı keyifle yapmalısınız. Besinlerin renklerine, şekillerine, tabaktaki görüntülerine her şeye dikkat ederek, o anı kendi içinizde kutsallaştırarak, o ana duygular yükleyerek yapmalısınız kahvaltınızı. Bu midenizi doyururken ruhunuzu da doyuracak çok önemli bir adımdır. Ve kahvaltınız da aşırıya kaçmanızın da önlemidir. Keyifli yeme davranışını alışkanlığa dönüştürmeli her yeme seansınızda uygulamalısınız, ne denli harika hissettirdiğini zamanla anlayacaksınız ;)

Üüüççç....
Öğün aralarınızda mutlaka besin tüketmelisiniz. Bunlar bireyden bireye farklılık gösterecek seçimler tabi ki ancak kuruyemişler (Örneğin 5 fındık , 5 badem şeklinde olabilir.) veya mevsim meyveleri veya da süt, ayran gibi besinler son derece ara öğünlere uygun besinlerdir. Eğer siz de benim gibi tatlı düşkünü iseniz bu ara öğünlerinizde 2 bar(10 gram) bitter çikolataya (%70 kakao olmalı) yer verebilirsiniz.Veya bu sıcak havalarda serinlemek için bir kaç top dondurmayla zaman zaman kaçamak yapabilirsiniz.

Dööörttt....
Bu sıcak yaz günlerinde diğer mevsimlere oranla sıvı tüketiminiz bir miktar daha önem arz ediyor. Bol bol su için, derler ya :) Aynen öyle. Unutuyorsanız evinize, iş yerinize, masanıza notlar yapıştırın. Kendinize su içmeyi mutlaka ama mutlaka hatırlatın. Özellikle sabahları uyanır uyanmaz 1 bardak su içmek iç organlarınıza, dokularınıza ilaç gibi gelecektir.

Beeeşşş....
İyi ama geri kalan zamanda neler yapacağız, diyorsanız bu adım da bu sorunuzun cevabını alacaksınız.
İçimizde var olan enerjiyi boşaltacağız, sıkıntılarımıza çareler üreteceğiz. Nasıl mı?
Her gün düzenli olarak fiziksel aktivite yapmamız sağlık açısından son derece önemli. Yürüyüş yapmıyorsanız bir an önce başlamanızı tavsiye ederim. Ben bugün pilatese, pazartesi de yogaya başlıyorum. Sizin de bu gibi farklı spor dallarına ilginiz varsa geç kalmayın hemen başlayın! Ve bir de her daim yaptığım bir şey var enerjimi atmak için, dans ediyorum ve sizlere de tavsiye ediyorum. Çalan müzik ruhunuzu doyursun, bedeniniz yük olan fazla enerjiyi atsın ve siz de bolca gülün, eğlenin ;)

Sağlıcakla kalın, mavi günler dilerim ;)






20.6.14

Dietos'un Dünyası

Merhabalar efendim :)
 Bugün burada yeni bloğumun
 (Yeni bloğum diyorum çünkü daha önceki bloglarımdan hiçbiriniz haberdar olmadınız.
Bana özeldi. Sadece kendime yazdım... Ancak bu defa başka) açılış yazısında güzel dilekler temenni etmek için buluştuk. Umarım Dietos, tarafınızdan sevilir de bu iş daha eğlenceli bir hale gelir...

Dietos demişken, onun kim olduğunu merak edenlere şöyle anlatayım..
O, mavi gökyüzünün ardında uzanan yemyeşil sarmaşık merdiveninin sonundaki bembeyaz koltuğundan daima bizleri gözeten umut ve sevgi dağıtıcısı. O benim yol göstericim. Burada bana yardımcı olacak yol arkadaşım. Ve diyor ki;

Umudunuz olduğu müddetçe her zaman bir başka seçeneğiniz de vardır. Umudunuzu ne kadar sağlıklı beslerseniz o denli güçlü olur. Aynı şey vücudunuz ve ruhunuz içinde geçerlidir...Hepiniz Dietos'un dünyasına hoşgeldinizz :)

Maviyle kalın :)