29.11.14

Balıkçı Dietos :)

Şu günler yazmaktan ziyade okumaya sığındığım günler.
Zihinsel ve ruhsal yorgunluğuma, yazmak kadar iyi geliyor, okumakta.
Sebebini bile bilmediğim halde var olduğunu hissettiğim ve sonuca bağlayamadığım olayların içinde kaybolurken, oturdum bir kitap okudum, hiç yerimden kalkmadan.
Sonra geldim yazıyorum işte.
Okumayla yazmayı ayıramıyorum birbirinden.
Ve bunu yazarken de ilkokul yıllarımı hatırlıyorum.
Okumaya başladıktan sonra günlerim kırtasiye ve ev arasında mekik dokuyarak geçmeye başlamıştı.
Her gidişimde bir kitap alır, eve gelir gelmez okumaya başlayıp bitirince yenisini almak için tekrar yollara düşerdim.
Erken sökmüştüm okumayı ben.
Eski karnelerimin yanında bu sebepten bir teşekkür notum da var İlknur Öğretmenimden.
Dünyanın en tatlı insanlarından bir tanesi.
Evi geliyor gözümün önüne, gerçi o evde oturdu benim tüm ilkokul öğretmenlerim zaten.
Dış kapıdan girince sağdaki ilk oda ailenin en minik ferdine aitti.
Her gidişimde ''hav hav'' sesini duyar ama kendisini görmezdim hiç.
İsmini hatırlayamıyorum ama nedense.
Neyse...

Madem size hatıralarımdan bahsettim, o zaman bu konumuzu da hatıralarım belirlesin.
Öğretmenim balık sevmezdi benim, öyle hatırlıyorum.
Ama ben...
 Ben o kadar çok severim ki.
Sevmekten öte bir durum benimki hatta :)
Porsiyon konusunda kendimi tutamadığım iki besin varsa bir tanesi tatlı diğeri de tahmin edeceğiniz üzere balıktır :)



Neden balık yiyelim?
Balık yiyelim sevgili okurlar çünkü balık yersek omega-3 alırız.

Ne işe yarar omega-3, nedir omega-3?
Öncelikle omega-3 dediğimiz çoklu doymamış elzem bir yağ asitidir.
Bu yağ asiti vücudumuzda üretilmez, dışarıdan besinlerle almamız gerekir.
Ne işe yaradığına gelirsek, sadece omega-3 üzerine size apayrı bir yazı yazacağım fakat buradan ön bilgilendirme yapmış olayım.
Omega 3 sayesinde kalp hastalıklarıyla ilgili olarak  trigliserit ve kolesterol düzeyi, ateroskleroz (damar tıkanıklığı) ve buna bağlı kalp krizi ve akut inme riski azalır. Bunun yanı sıra ise bağışıklık sistemimiz güçlenir. Kansere karşı koruma sağlanır.

Peki biz bu omega -3'ü en çok hangi balıklardan alabiliriz diye de sormak gerekir.
Cevabı da şöyledir; 
Somon, uskumru, ringa, sardalye, samur balığı, hamsi ve çiftlik istiridyeleri en çok omega-3 içeren balıklardır.

Daha başka ne faydası vardır balık tüketiminin bizlere? 
Yapılan çalışmalar göstermiş ki, hayatı boyunca hiç tüketmeyen veya çok az balık tüketen insanlar, düzenli olarak balık tüketenlere göre Alzhimer Hastalığına %60 daha fazla yakalanıyormuş.

Kırmızı kan hücrelerinin üretimi için gerekli olan B12 vitamini açısından zengin olan balık DNA üretiminde de faydalı etkiye sahiptir.

Sindirimi düzenlemeye yardımcıdır.

Yıpranan dokularımızın yenilenmesini sağlar.

Retinanın sinir gelişimine katkıda bulunur ve görmeyi kuvvetlendirir.

Kas ve doku gelişimimiz üzerinde olumlu etkisi vardır.


Ne kadar tüketelim?
Mümkün olduğunca haftada 2 kez balık tüketilmesini öneriyoruz sevgili okurlar.
Anne adayları için ise bu şekilde tüketim çok daha mühim. Çünkü bebeğin beyin ve sinir gelişimi için çok önemli bir yere sahip balıktan alacağı omega-3 yağ asidi ve folik asit.

Dikkat!
Bazı balıklar özellikle derin su balıkları yüksek oranda civa içermektedir.
 Bu yüzden gebelikte civa zehirlenmesi riskini önlemek için gebe kadınların tüketmesini istemediğimiz, bebeğin bilişsel gelişimini olumsuz yönde etkileyen yüksek civalı balıklar şunlardır: Köpek balığı, kılıç balığı, kral uskumru.

Anne adaylarımız korkmadan ton balığı, somon balığı, hamsi, sardalye, istavrit gibi balıkları tüketebilirler.


Balığı nasıl pişirelim?
Balığın en sağlıklı pişirme tekniği ızgara, fırınlama veya buğulamadır.

Bir de küçük not benden sizlere, ''yoğurtla balık zehirler'' şeklinde genel bir kanı var biliyorsunuz. Ancak bu tam anlamıyla doğru değil. Tükettiğimiz balıklar mevsiminde olduğu sürece, taze ve iyi temizlenmiş olduğu sürece yoğurtla yeseniz de zehirlemez sevgili okurlar.

Benim bugünlük söyleyeceklerim bu kadar :)
Sizlere kocaman sevgilerimi yolluyor mutlu ve sağlıklı günler diliyorum...

9.11.14

Nar Tanesi Tanesi de :)

Çok yazmak istiyorum bu aralar.
Gördüğüm her boşluğa yazmak, akıtmak içimden geçenlerden bir kaç kelime, duyurmak gönlümün sesini birilerine.
Nedenini ben çok iyi biliyorum da size nasıl anlatsam onu bilmiyorum.
Yeri değil.
Zamanı yok.
Kişisi iki tane ama çoğu zaman tek.
Her neyse.
Ne anlatmaya geldim bugün ben size diye sorasım geldi.
''Şimdi ben buraya neden çıktım? Niçin çıktım? Nasıl çıktım? Bunu izaha gerek yok. Gördünüz yürüdüm ve çıktım. Ama çıkmamışta olabilirim. Çıkmışsam çıkmışımdır, çıkmamışsam çıkmamışımdır'' yani hatta :)
O derece bilmeden, kalbimin sesiyle geldim, başladım yazmaya.
Böyle ağırken ruhum, sizlerin ruhunun hafif olduğunu düşünmek istiyorum.
Kendime mutluluk payı çıkartabilmek, bir yerden tutunup uçabilmek için maviye.
Mavi iyidir, güzeldir.
Kırmızı da iyidir.
Kırmızı demişken, ben size kırmızı bir şey anlatayım bugün en iyisi.
Kırmızı ne var şimdiler de?
Tamam buldum, bugün de çıkardık konuyu.
Darısı henüz yazılmamış olanların başına.
Hadi buyurun :)

Seçtiğim konu çok bereketli bir konu.
Hem de paylaşılmaya çok müsait.
Onu yerken hem paylaşırsınız hem de siz paylaştıkça çoğalır o artar, öyle bereketlidir.
Ne mi bu?
E nar canımmm. :)



Nar deyince benim aklıma hep babam gelir.
Çünkü her kış oturur, bir güzel o narları ayıklayıp, şişe şişe nar suyu sıkıp, buzluğu doldurur.
Yazın da öyle güzel olur ki onları içmesi, serin serin, buz gibi.
Canım da çekmedi değil hani :)
Yani demeye çalıştığım ben pek bir severim narı.
Sevilmeyecek gibi mi zaten?
Öncelikle nar, güçlü antioksidanlardan biridir.
Bu sayede bağışıklık sistemimize destek olarak bir çok hastalıktan korunmamızı sağlar.
Narın, meme kanseri ve prostat kanserini önlemede rolü olduğuyla ilgili araştırmalar bulunmasıyla birlikte kanser hastaları nar tüketirken dikkatli olmalıdır.
Narı ,tane olarak veya nar suyu olarak tüketmeleri en uygunudur.
Çünkü narın kabuğundaki beyaz zarımsı kısmı kanser ilaçlarıyla etkileşime girebilmekte ve tedaviyi olumsuz yönde etkileyebilmektedir.
Nar, C vitaminiyle beraber yapısında B vitaminlerini, demir, fosfor, sodyum, çinko ve magnezyum minerallerini de içerir.
Bir çay bardağı (100 ml) nar suyu günlük C vitamini ihtiyacımızın %16'sını karşılamaktadır.

Narın bir diğer yararına gelecek olursak kalp-damar sağlığımızın korunması için önemlidir.
Türkiye'deki hastalık kaynaklı ölümlere bakıldığında ilk sırayı kardiyovasküler hastalıklar almaktadır. Bu anlamda kalp ve damar sağlığının korunması son derece mühimdir.
Nar da, bunu içeriğindeki antioksidanlar ve lifler sayesinde yapıyor aslında.

Ve tabi ki -hanımlar burayı dikkatli dinleyiniz :)- güzelliğinizin sürmesinde ve artmasında da nar sizin yol arkadaşınız.
Nar çekirdeğinin antioksidan ve kollajen yapımını uyarıcı etkileri sayesinde hem cilt kanserinden koruyor hem de cildimizi güzelleştiriyor.

Yani kısacası nar bizim için hem önemli hem de lezzetli bir besin.
Bence hazır mevsimiyken bol bol tüketin. Tabi bol bol dedik diye abartıp bir koca narı tek başınıza tüketmeyin lütfen :))
Paylaşımcı olun biraz. 80-100 gram arası bir gün için uygundur mesela. O da neye denk gelir, 1-1,5 çay bardağı nara ;)
Hadi afiyet olsun.
Paylaştıkça artırın sevginizi, arttıkça sevginiz daha çok paylaşın her şeyinizi :)
Sevgi dolu kalplerinizden öperim.

Hayat Ağacı/Zeytin Ağacı

Bu sabah keyifsiz uyandım.
Nedenini bilmediğim halde mutsuzdum.
Birlikte uyuduğum şiir kitabımı alıp, 10-15 dakika okudum ve bitirdim.
Başa döndüm, kitaba ismini veren ilk şiiri tekrar okumak için.
O zaman anladım, neden keyifsiz olduğumu.
Üzerime düşen bir şey vardı ve ben onu yapmamıştım.
Huzursuz uyuyup uyanmıştım çünkü uyumadan önce en son o konu hakkında konuşmuştum telefonda kuzucuğumla.

Ne var son zamanlarda gündemde?
Hangi canlı katliamı var?
Hangi insanlara zulüm ediyorlar yine?
Evet, Yırca Köyü'nden bahsediyorum.
Katledilen 6000 zeytin ağacından bahsediyorum.

Yırca köylüleri "'Burada dedelerimizden kalan asırlık ağaçlar vardı. Bu ağaçların hepsi katledildi. Bir zeytin ağacı 20 yılda yetişiyor. Biz şimdi ne yapacağız?" demiş.
Soruyorum sizlere, bir cevabınız var mı?
Benim yok şahsen.
Çünkü o kadar acı verici ki bunları görmek, yaşamak, bu acı karşısında söylenecek hiç bir söz yok bence. Olmamalı. Mesela kurmamalısın ''zeytini marketten alırsın ama'' diye başlayan o cümleyi. Düşünmelisin önce zeytin markette mi yetişiyor diye.


Resimde gördüğünüz, Hacettepe Üniversitesi tarafından oluşturulmuş olan dört yapraklı beslenme yoncasıdır.
Yonca modeli, şans getirsin diye seçilmiştir.
Peki etrafındaki zeytin dalları ne için mi var?
Barışı simgelediği için.

Zeytinyağı, %77 oranında tekli doymamış yağ asidi, %9 oranında çoklu doymamış yağ asidi ve %14 oranında da doymuş yağ içermektedir.
İçerdiği tekli doymamış yağ asitlerinin de ağırlıklı olanı ''oleik asit'' tir.
Ne işe yarar oleik asit?
Kalp-damar hastalıklarından korunmada müthiş bir öneme sahiptir.

Zeytinyağı, kansere karşı koruyucu antioksidanlara sahiptir, yaşlanmayı geciktirir, kemik sağlığına katkıda bulunur, sindirim sistemi sağlığı için gereklidir, karaciğeri korur, çocuklarda diş gelişiminin tamamlanmasında önemli bir yere sahiptir...
Aynı zamanda zeytinyağı kolesterolün bağırsaktan emilimini azaltan bir madde içermesi özelliğiyle de tektir.
Kandaki kötü kolesterol (LDL-Kolesterol) seviyesini düşürüp iyi kolesterolü (HDL-Kolesterol) yükseltmede görev yapar.

A, D, E, K vitaminleri açısından zengin olan zeytinyağı kalsiyum kaybını da engellemektedir.

Biz Akdeniz'de çok kullanırız bu yağı. Aynı zamanda Ege'nin vazgeçilmezidir zeytinyağı.
Şimdi kıymeti daha iyi anlaşılıyor, diğer bölgelerde de artıyor kullanımı diye sevinirken siz bizim ağaçlarımızı kesiyorsunuz ya; hep zararsınız, hepten zararsınız ve hepimize zararsınız.



Cennette iki tane ağaç olduğuna inanılırmış.
 Bir tanesi incir ağacı, gerçeği temsil eden; diğeri ise hayatı temsil eden zeytin ağacı. İslamiyette zeytin dünyanın ekseni, zeytin dalı ise Hz. Peygamber'in sembolü olarak kabul ediliyor.
 Kutsaldır çünkü tanesinden elde edilen zeytinyağı, nur misali ışık kaynağını temsil eder.
 Hristiyan inanışına göre tufandan sonra biten ilk ağaç, zeytin ağacıdır. 
Tanelerinden elde edilen kutsal yağ öyle değerlidir ki, Yahudi krallar gibi Hristiyan rahiplerin de onunla kutsandığı biliniyor. 
Efsanelere göre Roma İmparatorluğu'nda da zeytin hayatın anlamıdır.
Yani zeytin ağacı var her dönemde ve her dinde.
Hayat demek zeytin ağacı.
Şimdi size sesleniyorum, 6000 hayatı termik santral uğruna alan caniler, Yırca Köyü'nün hayatını söndüren caniler, bu yanınıza kalır mı sanıyorsunuz?
Hayatın kendisini yok edince hayat kalır mı sanıyorsunuz?
Doğa Ana bunu unutur mu sanıyorsunuz?
Akdeniz efsanelerinde zeytin ağacı ''Ölmez Ağaç'' olarakta bilinir.
Siz onu toprağından sökmüş olabilirsiniz ama o ölmez, unutmaz.



Fotoğraftaki ağaç, evimizin önüne kardeşimin kendi elleriyle diktiği zeytin ağacı.

Bende şimdi burada kahvaltımda o ağacın zeytinleri yiyorum.
Ayrı ayrı yerlerde de olsak zeytin tanelerinde bile hissedebiliriz bazı şeyleri...
Dilerim daha çok zeytinler dikersin kardeşim, zeytin demek hayat demekse daha çok hayat verirsin bu dünyaya sen.

''Güçlü bir el silkeledi beni sonra
Sanırım Tanrı'nın eliydi.
Sayamadım kaç ah döküldü dallarımdan.
Binlerce yeşil gözü olan bir zeytin ağacı gibi,
Çok şey görmüşüm gibi,
Çok şey geçmiş gibi başımdan,
Ah... dedim sonra
Ah!''

Didem Madak-Ah'lar Ağacı


1.11.14

Yoga

Merhabalar sevgili okurlarım :)
Neler yapıyorsunuz, keyifler nasıl görüşmeyeli, çoluk çocuk, eş dost akraba nasıllar iyiler mi?
Beni sorarsanız bu aralar çok iyiyim, gözlerim yolda beklerim hala modundayım :))
İyi  olan her şey paylaştıkça artar ya bende bugün buraya keyfinize keyif katmaya geldim.
Pozitif enerjimi size aktarayım da hep birlikte neşelenelim istedim :)
O halde başlayalım mı?
Haydi :)

YOGA VE SAĞLIK
Yaklaşık 1 yıl önce bu konuda bir sunum hazırlamıştım. Bilgisayarı karıştırırken dedim ki, hadi bunu blogumda da paylaşayım. Çünkü ben o sunumu inanılmaz bir keyif içinde hazırlamıştım. Zaten bana yoga deyin yeter o da ayrı mesele :))


Şimdi, yoga nedir sorusunun cevabı ile başlamak istiyorum ben.
Yoga, fiziksel ve zihinsel disiplinleri tarif etmek için kullanılan 
Hindistan kaynaklı bir sözcüktür.
Sanskrit dilinde ''yoga'' kelimesi pek çok anlama sahiptir: kontrol etmek, boyunduruk altına almak, birleştirmek anlamına gelen ''yuj'' kelimesinden türemiştir. Kavuşma, bir araya gelme, yöntem, karşılaştırma şeklinde çevrilebilir.
(Bunlardan banane diyeniniz varsa yarın öbür gün bir yarışma programında çıkar da ''Sağol Dietos'' dersiniz :)) )
Yoga uygulayan veya yoga felsefesini takip eden kişiye yogi veya yogini denir.

Çok farklı türleri olsa da yoganın temel amacı, insanı esir eden duygu ve düşüncelerden kurtularak kişinin yücelmesine yardımcı olmaktır. Yoga gerçekle olduğu gibi yüzleşmek demektir. Burada ve şimdi de olma bilimidir.

MEDİTASYON

Meditasyon, basitçe zihnimize doğru şeyleri düşünmeyi öğretmenin bir yoludur. Zihin ve bedeni sakinleştirerek iç gücümüzle temasa geçebilmemizi sağlar. Meditasyonun gerilimi azalttığı, hatırlama ve öğrenme yeteneğini geliştirdiği, enerjiyi ve iç sakinliği artırdığı yapılan deneyler sonucu pek çok kez kanıtlanmıştır.


Meditasyon sırasında tüm duyu ve hareket organlarının susturulması, çevrede tam bir sessizliğin olması gerekmektedir.

Kendimizle kalmak demektir kısacası. Kendi iç benliğimizle baş başa kalmak. Ve ben buna günümüzde çok sayıda insanın çok fazla ihtiyacı olduğuna inanıyorum sevgili okurlar.
Aslında benim sunumumda yoganın tekniğiyle ilgili çok daha fazla bilgi var ancak ben burada sizi bunlara boğmak istemiyorum. Eğer ilgilenen var ise benimle iletişime geçebilir daha teknik bilgiler için veya bu konuda araştırma yapabilir.

Şimdi Hatha Yoga'dan bahsedip yoga ve sağlık üzerine konuşmaya başlayacağız.

HATHA YOGA

Fiziksel ve zihinsel mükemmelliğin yolu olan Hatha Yoga, modern batı yaklaşımına göre öncelikle bir fiziksel terapi formudur. 3 temel adım üzerinde durur.
Pranayama (Nefes egzersizleri)
Asana(Yoga postürleri, duruşları)
Meditasyon

Pranayama: Prana, solunum hareketine neden olan güç, nefesteki canlılıktır. Nefes yoluyla pranayı alışveriş ise pranayamadır.

Düzgün nefes alıp verme vücuttaki bir çok fonksiyonun düzgün işlemesini sağlamaktadır.


Doğru nefes tekniği ile;

Kanın temizlenmesi, vücuttaki zehirli maddelerin atılması
Solunum esnasında akciğerlerin genişleyip daralması ile karın bölgesine yapılan masajın karaciğer ve böbrekler gibi organları olumlu etkilemesi
Göğüs kafesinin daralması ve genişlemesi sayesinde koroner damar tıkanıklıklarının önlenmesi
Kronik soğuk algınlığı, sinüzit, alerji, horlama vb. sorunların hafiflemesi söz konusudur.

Asana/Yoga postürleri: Asana, rahat duruş anlamındadır. 
Her bir asana, kendi grubuna göre fiziki yapıyı dengelemekte, esnetmekte, katı ve sert haldeki kas yapılarını gerektiği zaman sertleşecek şekilde uzun ve esnek hale getirmektedir.

Hatha Yoga çalışmaları bir zayıflama yöntemi olmamakla birlikte vücudun bu şekilde esnetilmesi onun gereksiz dokulardan kurtulmasını ve böylece form almasını temin eder.

Bedenle yaptığımız hareketler kaslarımız, kemiklerimiz, eklem ve tendonlarımız üzerinde etkili olduğu gibi, zihinsel ve ruhsal açıdan da beslenmemizi sağlar. Asanalar sayesinde iç organlarımız, kas ve sinir sistemimiz daha sağlıklı hale gelir.
    Asanaları uygulamaya başlamadan evvel bazı hazırlıklara ihtiyaç vardır. Bunlar asana uygulayacak kişinin ve uygulanacak yerin hazırlanması ile ilgilidir.
•En az 2 saat açlık gerekir. Bu nedenle yemek yedikten 3 – 4 saat sonra uygulama yapılır.
•Mesane ve bağırsaklar boş olmalıdır.
•Mümkün olduğu kadar burundan nefes alınıp verilir. Nefes alış ve veriş süresi eşit tutulmaya çalışılır.
•Duruşları yaparken yere kaymaz bir örtü serilir.
•Uygulama sırasında keskin kokular (tütsü, yemek kokusu, parfüm kokusu) olmamalıdır. Uygulama yapılacak odanın havası temiz olmalıdır.
•Duruşlar sırasında kendi kapasitenizin en uç noktasına kadar çıkın ancak gereksiz zorlamalardan kaçının.
•Basit, rahat ve bol giysiler giyiniz ve tüm takılarınızı ve saatinizi çıkarın.
Uygulama sırasında ani bir sancı yada ağrı hissederseniz uygulamayı durdurun ve Savasana pozisyonuna geçerek dinlenin.

Savasana pozisyonu resimde gördüğünüz pozisyondur.

           

Meditasyon: 
 Meditasyon esnasında kişilerin neşeli, güçlü duygular, zamansızlık hissi, farkındalıkta artış, zihinsel dinçlik, iyi olma hissi ve genel gevşeme hissettiklerini ifade ettikleri görülmektedir.

Harvard Tıp Fakültesi’nden Dr. Herbert Benson, meditasyonun insan sağlığını daha iyiye götürerek, meditasyon sırasında fiziksel değişimleri şu şekilde sıralıyor:
•Meditasyon yapanların kalp atışı, ortalama dakikada üç atış azalır.
•Solunum sayısı azalır.
•Bedenin oksijen tüketimi %20 kadar azalabilir.
•Kandaki laktik asit miktarı düşer ki bu da sinir krizlerini önler.
•Tansiyon normal düzeyini korur.

Yoga günümüzde insan hayatının bir çok döneminde tercih edilen bir uygulamadır. Bunlardan başlıcaları ;  Çocuk yogası, kalp yogası ve hamile yogasıdır.

ÇOCUK YOGASI NEDİR?


Çocuk Yogası, klasik yoga duruşlarının çocuklar için uygun standartlara dönüştürülerek uygulandığı; eğlence, disiplin, kendine güven ve sorumluluk duygusuyla birleştiği, bireysel ve eşli egzersizlerden oluşan hareketler bütünüdür.
Çocuk Yogası, çocuklardaki hayal gücünü, doğru nefes almalarını, esnekliği ve enerji dolu hallerini sürekli devam ettirmelerini sağlamaktadır. Hayal güçlerini kullanmaları okuldaki öğrenme becerilerini geliştirir ve enerjilerini doğru yöne yöneltmelerini sağlar. Çocuk Yogası, çocukların vücut yapılarının esnekliğinin korunmasını sağlar. Bununla birlikte, kasların kuvvetlenmesine, konsantrasyonun ve yaratıcılığın artmasına ve bağışıklık sisteminin güçlenmesine yardımcı olur.


KALP YOGASI NEDİR?

Yogadaki hafif egzersizler kasları güçlendirir, nefes teknikleri kalbe daha kolay oksijen göndermeyi sağlar ve meditasyon da stresi azaltır.


   Araştırmalara göre, ameliyat sonrası üç-altı aylık dönemde yoga yapanların kan yağları, kan şekerleri ve tansiyonları daha iyi kontrol ediliyor. Daha az ilaç kullanımıyla tansiyonları düzene girebiliyor. Bu, yoganın stres hormonu adrenalini azaltıp, mutluluk hormonu endorfini artırmasının bir sonucudur.


Yoga, kalp ameliyatı geçiren hastaların günlük yaşamlarına daha hızla dönmelerini, ameliyat sonrası yaşanan depresyon dönemini geçirmeden hayata devam etmelerini sağlıyor. 
    Kalp yogasının klasik yogadan farkı ne? 
Yoganın içinde akrobatik hareketler de bulunmaktadır. Yüksek tansiyonu olan birinin üç dakika başını öne doğru eğip, ellerini arkaya doğru tutması doğru değildir. Bu nedenle kalp yogasında yoganın hafifletilmiş formu kullanılıyor.  



HAMİLE YOGASI NEDİR?            
Yoganın hamilelerde ve diğer insanlarda fiziksel ve ruhsal çok sayıda faydaları belirlenmiştir. Yoga fiziksel ve ruhsal bütünlüğü sağlamayı amaçlar. Yoga çalışmalarında çeşitli hareketler ve nefes alma-verme teknikleri uygulanır.




GEBELİKTE YOGA YAPILMASININ FAYDALARI:


      - Kaslara esneklik, kuvvet kazandırır.
  - Annenin, kendini fiziksel olarak daha formda hissetmesini sağlar.
  - Annenin, psikolojik ve ruhsal olarak daha iyi hissetmesini sağlar.
  - Doğum yolunu çevreleyen kaslar güçlenir.
  - Gebelikte en önemli kaslardan biri olan sırt-bel kaslarını güçlendirerek sırt-bel ağrılarını önler.
  - Gebelikte daha sağlıklı kilo almanızı sağlar.
  - Krampları azaltır.
  - Nefes alma ve verme teknikleri ile anneye nefes almayı öğretir, bu sayede anne doğumda daha iyi nefes alır ve doğum sırasında daha rahat eder.
  - Bütün egzersizlerde olduğu gibi doğum sonrası annenin vücudunun daha kolay toparlanmasını sağlar.

Diğer egzersizler gibi yogaya da gebeliğin 3 ayı bittikten sonra başlanılması önerilir. Doğuma kadar yapılabilir. Doğumdan sonrada egzersiz veya yoga yapılması anne vücudunun eski haline dönmesi açısından faydalı olacaktır. Tabi ki doktora danışıp mutlaka bir uzman eşliğinde yapılması önerilmektedir.

YOGA TERAPİ
Sağlık ya da sağlıklı olmak nedir?
    Sağlıklı olmak hasta olmamak değildir sevgili okurlar. Dünya Sağlık Örgütü sağlıklı olmayı şöyle tanımlıyor. Fiziksel, zihinsel, sosyal ve ruhsal (spritüel) yönden tam bir iyilik hali = sağlıklı olmaktır.

Bu tanım nereden çıktı peki?

Ruhsal sağlığın iyi olabilmesi içinde alternatif tedavilerin lazım olduğunu kesin bir dille belirten Dünya Sağlık Örgütü, bu alanda en iyi desteğinde YOGA TERAPİ olduğu konusunda hemfikir oldu. Yoga Terapi İnsan sağlığına Sıralaması ile FİZİKSEL-MENTAL-SOSYAL-SPRİTÜEL anlamda etki etmektedir.



YOGA TERAPİ NELERİ BARINDIRIR?
•Kaygı ve Depresyonla Başa Çıkmada Yoga Teknikleri
•Stres Yönetiminde Yoga Tekniklerinin Kullanımı
•Kanseri Aşmak için Yoga Destek Programı
•Diyabet Sorunları İçin Yoga Destek Programı
•Kadın Hastalıkları için Yoga
• Omurga, Bel , Boyun Rahatsızlıkları için Yoga 

Gördüğünüz gibi yoga bir çok rahatsızlıkla mücadele etmede bir araç sevgili okurlar. Umarım başınızı şişirmemişimdir. Son olarak yoga ile neler elde edebileceğimizden bahsederek bu yazıma son vermek istiyorum.

Yoga bizlere ne kazandırır?

                  Mükemmel, hareketli, dengeli, esnek, sağlıklı bir beden               

Temiz, kuvvetli, sakin ve toparlanmış bir şuur
Arınmış, berrak ve keskin bir idrak
Çelik gibi bir irade
Sonsuz sevgi dolu bir kalp (ki bu bence çok önemli :) )
Dengeli, arzulu ve huzur dolu yaşama isteği
Toplum içinde herkesin iyiliğini ve huzurunu düşünen bir mantalite (buna da toplum olarak çok ihtiyacımız olduğu kesin)

İşte bunlara kavuşmak istiyorsanız yogaya başlamayı düşünebilirsiniz :)


Hepinize mutlu, huzurlu ve de esnek günler dilerim :)
Sevgiler...